gDateHeas="date-header"><$BlogDateHeAğustos 25, 2009logDateHe!-- Begin .post -->
<$BlogItemBoDünyada dikkate değer moda haftaları dört tane olur. New York, Londra, Milano, Paris.
Modanın sınırları çizilir. Seneye giyeceklerimiz orada belli olur. Tantanası da çok yüksektir. Bildiğiniz tüm moda sektörü oraya akar. Baba dergilerin editörleri, alıcılar, celebrity dediğimiz canlı marka pazarlamacıları defileleri doldurur.
Defilelerin birbiriyle ve kendi içinde hiyerarşisi olur.

Akşam defilesi, açılış kapanış defilesi, en öne ve ikinci sıraya kimlerin oturacağı, alıcıların nereye oturacağı, Anna Wintour'un katılıp katılmayacağı, hangi ünlülerin teşrif edeceği, davetiye yoksa asla içeri girilemeyeceği gibi...

Geçen yıl Mart'ta İstanbul Fashion Lab ile antreman yapan Türk moda sektörü, bu sene işi büyütmeye karar verip 3 gün 3 gece sürecek İstanbul Moda Günleri yapıyor.

Bildiğim kadarıyla uluslararası önemli bir basın topluluğu da burada güzelce ağırlanacak ve defileleri izleyecek. Sektörden birçok kişinin omuz omuza verip düzenleyeceği ilk "Moda Günleri"miz Çarşamba akşamı Koza(isme bayıldım) adlı İTKİB'in yetenek çıkartma makinası olan Genç Tasarımcılar Yarışması'yla başlıyor.

Bunca zamandır iyi yönleri çıkartıp, kötü eleştrileri hasır altı ettiğimiz yorumların gün yüzüne çıkması için hala erken olabilir. Sektörün önce ayağa kalkması şart. Doğrulduktan sonra hep birlikte kalkınmasını sağlamamız gerek. Kısacası bu işe Türk moda medyası olarak destek gerek. Bu işe derken, defileye kimler geldi kimler, neler giydi neler haberlerinden ötesini kastediyorum.


Defilelerde bence önemli rol oynayan bir ayrıntı olan davetiyeden de mevzu bahis olmalı..
İnternetten gelen davetiyelerin haricinde, fiziksel davetiyeyi Bahar Korçan defilesi için aldım.
Aynen düğün davetiyesi gibi, davet edenin hakkında çok fikir veriyor.

Bahar Korçan'ınki işte böyle:

Etiketler: , ,

nd #comments -->
gDateHeas="date-header"><$BlogDateHeMayıs 08, 2009logDateHe!-- Begin .post -->
<$BlogItemBo9 Mayıs Cumartesi saat 12:10'da TRTint'in yeni versiyonu TRTTürk'te Bi'Dünya Tasarım adlı program başlıyor.
Modadan endüstriyel tasarıma, tasarımın her boyutunu ele alacak program, özellikle Türk kaynaklı tasarım ve tasarımcılara yer vermeye özen gösterirken, dünyadaki önemli gelişmeler ve haberlerden de bahsediyor olacak.

Özlediğimiz ama şu sıralarda ekranlarda göremediğimiz tasarım odaklı programın ben de moda danışmanlığını yapıyorum. O yüzden seyredenlerden önerileri ve tavsiyeleri bekliyorum.
Heyecan verici yeni moda keşiflerini, kıyıda köşede kalmış yeni yetenekleri, bahsedilmesi gerektiğine inandığınız işleri, uluslararası başarılara imza atmış marka ya da kişileri bana e-mail atabilirsiniz.
TRT Türk Digitürk'te Kanal 59'da.

Etiketler: , , ,

nd #comments --> gDateHeas="date-header"><$BlogDateHeNisan 16, 2008logDateHe!-- Begin .post -->
nd #comments --> gDateHeas="date-header"><$BlogDateHeEylül 24, 2007logDateHe!-- Begin .post -->
<$BlogItemBo
Hayatta bir kerelik(once in a lifetime) giydiğimiz gelinlikler için tek seferlik tasarımlar Anette Meyer'den geliyor. Dünyanın çeşitli yerlerinden topladığı kağıt un ambalajlarıyla düğün kostümü hazırlıyor bu tasarımcı.
Bu düğün kostümü, romantik hayaller ve geleneksel değerler ile modern düğünlerdeki tüketim arasındaki paradoksu yansıtıyormuş. Siteye koyulan tek örnek gayet renkli olduğu için illaki düğünlere mi sataşıp bu fikri ortaya atmak lazım gelmiş emin olamadım. Bunun adına bir davet kostümü de denebilirmiş, gelinlikten ziyade. O zaman paradoksu mu yakalayamayacaktık? Yok yine de yakalardık. Bu sefer davetlere bunca para verilip kıyafet dikip bir daha giyilmiyor yargısından saldırıverirdik. Neyse arkasında yatan fikirleri bir kenara koyarsak, tuvalet kağıdından gelinlik yarışmasından sonra, bu da oldukça yaratıcı. İmaja yakınlaştırıp bir bakın. Kısacası kadın şu tasarımı gözünü sevdiğim beyaz un torbasından iliştireydi beni de bir araba dolusu konuşturmayacaktı.

Etiketler:

nd #comments --> gDateHeas="date-header"><$BlogDateHeEylül 06, 2006logDateHe!-- Begin .post -->
<$BlogItemBoÖdül törenlerinde çok değişik bir şey olmadığı müddetçe kadınların kıyafetleri şu an beni ilgilendirmiyor. Kadınlar yıllardır ellerinden geleni ardına koymayıp her türlü kostümle sınırları zorladılar. Belki de artık bir sınırın sonuna geldik, çünkü erkekler artık daha renkli. Yeni yeni bakıma, giyime, şatafata merak saldıkları için geçirdikleri transformasyonu gözlemlemek daha zevkli. Geç olan ama güç olmayan MTV 2006 Müzik Ödülleri erkek kostüm yorumlarımı aşağıda bulacaksınız. Fakat şunu belirtmeden geçemeyeceğim, bu ödüllerin ABD ayağı feci halde rapçilerden oluştuğu için beni pek sarmıyor. O yüzden Avrupa müzik ödülleriyle daha yakından ilgileneceğim müzik açısından. Tabii rapçiler kadar da renkli giyenebileceklerini sanmıyorum Avrupa'nın. Göreceğiz.


Pharrel Williams, t-shirt üzeri kolye modasının adeta yaratıcısı. Mary-Kate Olsen'la aralarında bir esinlenme geçmiş sanki.


Paul Wall, aksesuar seçiminde gençliğe cesaret veriyor. Dişine tel taktırmak zorunda kalanlar üzülmesin. O da moda. Bu da moda.

OK Go grubu komik dans kareografileriyle akılda kalıcı. Bu gecede yürüme bandıyla yaptıkları eşsiz figürler kolay kolay hafızalardan silinmez. Tipleri ve kostümleri danslarına nazaran normal kaçıyor.


Gerard Way, asker trendini bu sene de sürdürme sebebi olmuş. Bando, asker, rus artık ne isim verirseniz, bu sene de güvenle giyersiniz.


Daddy'lerin soyu niye tükenmiyor? Ya da bu isim rap dünyasının "Sir" ünvanı mı acaba? Daddy Yankee, ceket üzerine press ütüyle basılabilecek amblemlerden yapıştırmış. Bir trend kokusu alan var mı?


Çarpıcı başka bir örnek Chris Brown'dan. Sevenden sevilene sevgilerle gelmiş. Başka açılı resimleri de inceledim. Papyon sanırım gömleğin parçası değil, lakin yakaya atılmış bir fular havası taşıyor.


100 kılık içinde gözünüzü kırpmadan tanıyabileceğiniz, rapçi-gang kostümünün tarifi Busta Rhymes'dan. Ne olursa olsun "Bling Bling Nation" dediğimiz Mr T ile başlayan akım bu dev kolyelerle şanını sürdürmeye nesiller boyu devam edecek gözüküyor.


Crunk'un anlamını bilmeyenler varsa hemen açıklıyorum. 2005 kış müzik trendlerini ararken karşıma çıkmıştı. Crazy&Drunk'dan oluşuyor. Yeni bir müzik akımı dendi ama ortalığı sarmadı. Lil Jon'un kolye ucu, pankart büyüklüğünde. Söyleyecek sözünüz varsa kolye yapıp takın.


Önemli isimler var bu karede. Ancak bizi ilgilendiren soldan ikinci Outcast'in solisti Andre 3000. Boy resmini bulamadım. Halbuki ilgi çekmek istediğim nokta pantolunun çizmenin içine sokulmuş haliydi. Geçen seneki defilelerde görmüştüm. Uygulamasını bir tek Andre 3000 yapmış.

Etiketler: , ,

nd #comments --> gDateHeas="date-header"><$BlogDateHeNisan 12, 2006logDateHe!-- Begin .post -->
<$BlogItemBoÜnlüler ne giyse moda olur ya, işte size aynen Instyle dergisinin yaptığı gibi bir çalışma. Ünlülerin üzerindekiler, defile örneği ve "diğer" örnekler.

Etiketler: ,

nd #comments --> gDateHeas="date-header"><$BlogDateHeOcak 27, 2006logDateHe!-- Begin .post -->
<$BlogItemBoBrezilya sadece futbolu ile değil, modası ile de dünyada söz sahibi duruma geliyor. Geçtiğimiz günlerde düzenlenen Rio Fashion Week'ten seçmeler.

Victor Dzenk'in ağırlıklı olarak siyah ve beyazı kullandığı koleksiyonunda, katlı etekler ve abartılı üstler ilgi çekiyor.


Cavendish'te, bej, mavi, siyah ve beyaz hakim. Özellikle avrupalı trend takibi yapan büyük zincirlerde görülebilecek parçalar mevcut.


3 resim ile Colcci'ye özel muamele yapıldığını düşünenler varsa yanılmadılar. Pelerinlerine, üstüste giyilen penye kombinasyonlarına bayıldım.

Etiketler: ,

nd #comments --> v>